Mavi Dalga Anaokulu Taşdelen

REHBERLİK birimi

REHBERLİK

OKULA UYUM

Çocuklar için geçiş dönemleri oldukça önemlidir. Geçiş dönemleri hem bitişleri hem de yeni başlangıçları içerir. Okula uyum süreci de bu önemli geçiş süreçlerinden bir tanesidir. Onların bu dönemlerini gözlemlemek, empatik bir anlayış içerisinde olmak ve aynı zamanda desteklemek oldukça önemlidir.

Birey olma yolculuğunun ilk başlangıçlarından biri olan anaokulu yılları çocukların, okul sevgisi, akran ilişkileri, ayrılıklar ve sosyal sistemden birçok beceriyi tanıması ve deneyimlemesini sağlar. Her anlamda edindikleri bu becerileri hayat boyu kullanacak olmaları keyifle gecen anaokulu yıllarının altında yatan önemdir. 

 

children-playing-grass-scaled.jpg
children-playing-grass-scaled.jpg

REHBERLİK

a. OKULA UYUM

Çocuklar için geçiş dönemleri oldukça önemlidir. Geçiş dönemleri hem bitişleri hem de yeni başlangıçları içerir. Okula uyum süreci de bu önemli geçiş süreçlerinden bir tanesidir. Onların bu dönemlerini gözlemlemek, empatik bir anlayış içerisinde olmak ve aynı zamanda desteklemek oldukça önemlidir.

Birey olma yolculuğunun ilk başlangıçlarından biri olan anaokulu yılları çocukların, okul sevgisi, akran ilişkileri, ayrılıklar ve sosyal sistemden birçok beceriyi tanıması ve deneyimlemesini sağlar. Her anlamda edindikleri bu becerileri hayat boyu kullanacak olmaları keyifle gecen anaokulu yıllarının altında yatan önemdir. 

 

Okula uyum süreci sadece çocuklar için değil siz ebeveyn/bakım verenler için de oldukça kıymetli bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu sebeple sizlere rehber olabilmek adına önerilerimiz;

  • Ebeveyn/Bakım verenin Hazır Olması:
    Çocuk ebeveyninden ayrılırken onun üzüntüsünü ve kaygısını hissetmesi süreci zorlaştırmaktadır. Bu sebeple mümkün oldukça sizlerin de duygusal olarak ayrılığa hazır olması, sürecin normal ve gelişimleri açısından çocuğunuz için gerekli olduğunu kendinize hatırlatmanız önemlidir.
  • Kararlı ve tutarlı olmak:
    Çocuklar için rutinler oldukça önemli bir gerekliliktir. Dolayısıyla bu rutinleri kararlı ve tutarlı bir şekilde devam ettirmek biz yetişkinlerin görevidir. Çocuklar rutin ve sınırlara uymak konusunda desteğe ihtiyaçları olduğunu bize bazen ağlayarak, bazen fiziksel tepkiler vererek yansıtırlar. Bu durumlarda onlara “Seni anlıyorum, bu gerçekten sana çok zor geliyor. Merak etme, yanındayım.” gibi söylemler çocukta güven uyandıracaktır.
  • Çocuklarınızın sorularını ve kendi sorularınızı yanıtlandırmaya çalışın: 
    Çocuğunuzun sorduğu tüm sorulara sabırla yanıt vermek önemlidir. Aldığı her yanıtla hem merakını gidermiş hem de bu süreçle ilgili ihtiyacı olan rahatlamaya destek olacaktır. Ancak bazı soruların cevaplarını veremeyebilirsiniz ya da o anda uygun olmadığını düşünebilirsiniz. Bu durumlarda daha sonra açıklama yapmak üzere çocuğunuza bu sorunun cevabini bilmediğinizi daha sonra açıklama yapacağınızı söyleyebilirsiniz. Aynı zamanda sizlerin de süreçle ilgili tüm sorularına cevaplamak adına her zaman hazırız. 
  • Kendinizi dinleyin:
    Çocuğunuzu özlemeniz, yemek yedi mi, yemedi mi, mutlu mu, değil mi, alışamayan tek çocuk benim çocuğum mu gibi merak ve kaygılı sorular oldukça normaldir. Okula uyum surecinde elbette sizlerin de yoğun duyguları olacaktır. Bu sebeple kendinize karşı anlayışlı, sabırlı olmayı hatırlatmakta fayda var
  • Okul sonrasında çocuğunuzla aktif zaman geçirmek:
    Okulun başlamasıyla birlikte çocuklar siz ebeveynlere, evine, oyuncaklarına, arkadaşlarına karşı özlem duyarlar. Onlar için okul sonrası heyecanla beklendiklerini hissetmeleri oldukça kıymetlidir. Bu yüzden okul sonrası birlikte keyifli ve kaliteli vakit geçirilmesi önemlidir. 
  • Günün değerlendirilmesiyle ilgili sorgulayıcı olmamak: 
    Çocuğunuzun gününü nasıl geçirdiği elbette sizler için oldukça merak konusu. Sürece kendi gününüzün nasıl geçtiğinden bahsederek başlamak ya da çocuğunuza “Bugün sana ne komik geldi?” gibi sorular yöneltebilirsiniz. Dolayısıyla çocuğunuz sorgulandığını hissetmeyecektir. Siz her ne kadar sorgulayıcı olmasanız da bazen çocuklar okuldaki süreçlerini paylaşmayı tercih etmeyebilirler. Bu durumda da onların kendi kararlarına saygı duymalıyız.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE DUYGU REGÜLASYONU

Duygularımızı düzenleyebilmek doğuştan sahip olduğumuz bir beceri değildir. Doğduğumuz andan itibaren deneyimlerimize bağlı olarak duygularımızı düzenleyebilme kapasitemiz oluşur. Duyguları anlayabilmek, onların nasıl düzenleneceği hakkında çocukları desteklemek birçok ebeveyn için önemlidir. Çünkü hayat ilişkiler bütünüdür. Dolayısıyla duygularımızı anlayabilmek ve onları yönetebilmekten geçiyor. Bu sebeple “ortak düzenleme” çocukların bu beceriyi edinmelerine yardımcı olur.

Ortak düzenleme, çocuğun düzensiz sinir sistemiyle olduğu anda bakim vereniyle buluştuğu bir süreçtir. Bu süreç içerisinde yetişkin çözüm bulmaya, çocuğun ne yapıp ne yapmaması gerektiğini söylemeye, kafasını dağıtmaya çalışmak yerine sakin ve sabırlı bir şekilde o anın içerisinde kalmalıdır. Ortak düzenleme esnasında, yetişkin sakin bir şekilde çocuğun ihtiyacını dinlemeye ve sinir sisteminin daha kontrollü olduğu bir hale beraber geçmeye odaklanmalıdır. Çocukların duygularının alabora olduğu anlarda, eleştirmeden, öğretmeden, yargılamadan, sadece eşlik eden yetişkinlere ihtiyaçları vardır

Ortak düzenlemenin gerçekleşebilmesi için önce yetişkinin kendi duygularını düzenleyebilir olması gereklidir. Yani kendi sinir sisteminizi ne kadar tanıyor ve uyum sağlıyorsunuz? Tehdit altında ya da hoşnut hissetmediğiniz anlarda bedensel duyumlarınız nelerdir? Çene sıkmak, ellerin titremesi, kas çatma, birçok düşüncenin aynı anda varlığı…. Peki siz bu anlarda bedeninize güvendeyim sinyali veriyor musunuz? Sevdiğiniz birinin yanında kalarak, onu arayarak, evcil hayvanınızla iletişim kurarak, derin ve sakin nefes egzersizleriyle kendinizi merkeze almak gibi.

Siz kendi sinir sisteminize yakın kalarak aslında çocuğunuzun da kendi sinir sistemini, duygularını ve bu duyguların onun bedeninde ki yansımasına yardımcı oluyorsunuz. Çocuklar, ebeveynlerinin yansımalarıdır gerçeğinin altında yatan önemli bir neden de budur. Siz kendi sinir sisteminizi, duygularınızı tanımalısınız ve düzenleyebilmelisiniz ki çocuklarınız da bunu modelleyebilsin.

Duyguları Düzenleyebilmek Adına Öneriler

Çocuğunuzla birlikte is birliği kurarak ve onun seçimlerine güvenerek bir kutu oluşturmak. Bu kutu çocuğunuzun dört duyusuna özgü nesnelerden oluşturulmalı. Beraber oluşturduğunuz bu kutuyla, çocuğunuz ne zaman sakinleşmeye ihtiyaç duyarsa ya da bu kutuya ne zaman ihtiyaç duyarsa beraber zaman geçirmek iyi bir fikir olabilir. Gece rutinlerine eklenebilir.

  • Tadını sevdiği bir yiyecek (ne zaman yerse yesin sizin endişe duymamanız önemli)
  • Sevdiği bir koku (lavanta yağı/gül suyu/parfüm)
  • Beden duyumu için bir oyuncak (tüy, otris, pop-it/araba/peluş oyuncaklar)
  • Dinlemeyi sevdiği bir şarkı, sesinden hoşlandığı bir müzik aleti

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÖZ DİSİPLİN

Öz disiplin; kişinin isteklerini ve dürtülerini kontrol edebilmesi, uzun vadeli hedefler uğruna anlık doyumlarından vazgeçebilme becerisidir (Budak, 2009). Öz disiplin; dışsal ödül beklentisi veya cezalandırılma korkusu olmaksızın içsel faktörler tarafından motive edilen davranışlardır (Dreikurs ve Cassel, 1972).

İrade, sorumluluk, öz kontrol, öz düzenleme öz disiplin ile ilişkilidir. Birbirlerini destekleyen kavramlardır.          

Çocuklarda Öz Disiplin Nasıl Geliştirilir? 

  • Sorumluluk bilincinin kazandırılması, 
  • Plan yapma becerilerinin kazandırılması, 
  • Zaman yönetimi becerilerinin kazandırılması, 
  • Uyku, beslenme ve spor düzenin oluşturulmasının sağlanması, 
  • Dikkat ve odaklanma becerilerinin kazandırılması ile geliştirilir. 

Çocuklarımızın bu becerileri gerçekleştirmesi için onlara alan yaratmalıyız. Zaman içerisinde yerleşecek beceriler olduğunu unutmamalıyız.

Öz Disiplinin Çocuklar için Yararları Nelerdir?

  • Zorlayıcı birçok duygu ve duruma karsı çözüm üretebilir
  • Görev ve sorumlulukları sürdürülebilir şekilde gerçekleştirebilir.
  • Akademik başarının artabilir,
  • Zamanı kendi aldığı kararlar sayesinde etkili kullanabilir,
  • Sağlıklı yeme alışkanlığı elde edebilir ve yeme alışkınlarını kontrol edebilir, 
  • Fikirlerini dile getirmekten çekinmeyebilir.